6. Pazar Günü, Palmiye Pazarı (B yılı)

6. Pazar Günü, Palmiye Pazarı

Mesih İsa’nın Yeruşalem’e Giriş Bayramı

Giriş İlahisi

Hosanna Davut Oğluna! Rabbin adına gelen kutlu olsun! Hosanna göklerdeki İsrail Kralına!

Rahip cemaate şöyle der:

Kardeşlerim, Oruç günleri sırasında, dua ederek, iyilik yaparak ve nefsimizi yenerek kendimizi Paskalya Bayramına hazırladık. Bu gün hep beraber, Mesih İsa’nın gerçekleştirdiği kurtuluşumuzu kutlamaya başlayacağız. Mesih İsa Yeruşalem’e geldi, orada eziyet çekmek ve ölmek istiyordu. Onu, Yeruşalem’e girdiği yolda imanla izleyelim. Onun dirilişine ve ilahi hayatına katılabilmemiz için, onun ıstıraplarını da paylaşalım.

Menü

Zeytin Dallarını Takdis Duası

Ebedi ve kadir Allah, hayatın ve zaferin simgesi olan bu zeytin dallarını takdis et (t) ve seni yücelten Kilise’nin dualarını kabul et. Mesih İsa’yı şimdi sevinçle öven bizlerin, bizi yargılamaya geldiğinde de, onu sevinç ve güvenle karşılamasını sağla. Bunu seninle ve Kutsal Ruh’la birlikte şimdi ve ebediyen hükmeden Oğlun Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz.

C. Âmin.

Menü

Aziz Markos Tarafından Yazılan Mesih İsa’nın İncilinden Sözler

Yeruşalem’e yaklaşırken, Zeytinlik Dağının yanında bulunan Beytfacı ve Beytanya’ya geldiklerinde, İsa şakirtlerinden ikisini gönderip onlara şöyle dedi: “Karşınızdaki köye gidin, oraya girer girmez, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin. Eğer biri size “Niçin bunu yapıyorsunuz?” derse, “Rabbin ona ihtiyacı var; hemen geri gönderecek” dersiniz.”

Şakirtler gittiler ve sokakta, bir evin kapısının yanma bağlı bir sıpa buldular. Onu çözdüler. Orada bulunanlardan bazıları: “Sıpayı niçin çözüyorsunuz? Bu sıpayı çözüp de ne yapacaksınız?” diye sordular.

Şakirtler onlara, İsa’nın söylemiş olduğu gibi cevap verdiler. Adamlar da onları rahat bıraktılar.

Sıpayı İsa’ya getirdiler, kendi giysilerini onun üzerine koydular. İsa da sıpaya bindi. Birçokları giysilerini, bazıları da çevredeki ağaçlardan kestikleri dalları yola serdiler. Önden gidenler ve arkadan gelenler şöyle bağırıyorlardı: “Hosanna! Rabbin adına, gelene övgüler olsun! Atamız Davud’un yaklaşan Hükümranlığı kutlu olsun! Göklerin en yücelerinde Olan’a Hosanna!” (Mk.ll, 1-10).

Dua

Ebedi ve her şeye kadir Allah, biricik Oğlun Kurtarıcımız îsa senin isteklerine uyarak insanlara bir alçakgönüllülük örneği vermek üzere, bize benzer bir bedenle haç üzerinde ıstırap çekerek öldü. Sana yalvarıyoruz: onun izinde yürümemizi ye onun şanlı dirilişine katılmamızı sağla. Bunu, seninle ve Kutsal Ruh’la birlikte şimdi ve ebediyen hükmeden Oğlun Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz.

C. Amin.

Menü

Peygamber İşaya’nın Kitabından Sözler

Allah’ın itaatli kulu ıstıraplar ve hakaretler karşısında sarsılmaz.

Güçsüz olanı sözlerimle güçlendirebilmem için, yüce Allah bana iyi bir öğrenci dilini verdi. Bir öğrenci dinlediği gibi, ben de dinleyeyim diye Rab her sabah beni uyandırır ve dikkatimi çeker. Rab kulağımı açtı, ona karşı gelmedim ve ondan kaçmadım. Bana vuranlara sırtımı verdim, sakalımı çekenlere yanağımı uzattım, yüzümü hakaretlerden ve tükürüklerden korumadım. Rab benim yardımcımdır.

Bu nedenle hakaretler bana dokunmaz. Yüzümün sert bir taş gibi olmasına çalıştım. Biliyorum ki, sarsılmayacağım ve utanç duymayacağım (İşaya 50, 4-7).

Menü

Mezmur (22 [21j8-9,17-20, 23-24)

Allah’ım, Allah’ım! niçin beni terkettin?
Bütün beni görenler, benimle eğleniyorlardı.
Sırıtıp, baş sallayarak şöyle diyorlardı:
“Rabbe güvendi, onu salıversin!
“Mademki onu seviyor, onu kurtarsın!”

Köpekler beni kuşatıyor.
Bir haydut çetesi çevremi sarıyor,
ellerimi ve ayaklarımı bağlıyorlar.
Bütün kemiklerimi sayabilirim.

Giysilerimi aralarında paylaşıyorlar,
gömleğime kura çekiyorlar.
Fakat sen, ey Rab, benden uzak kalma.
Ey kuvvetim benim, yardımıma koş!

Senin adını kardeşlerime duyuracağım,
topluluğun ortasında seni öveceğim.
Rabden korkan Sizler, onu övün!
Tüm Yakub’un soyu, onu yücelt!

Menü

Aziz Pavlus’un Filipililere Mektubundan Sözler

Mesih İsa’nın duygularını benimseyelim.

Kardeşlerim, aranızda duygularınız, Mesih İsa’da bulunan duygulara benzer olsun. Mesih, Allah’ın özdeşliğinde olmakla birlikte, Allah’a eşit olmayı elde edilmiş bir hak saymadı. Ama, özgün yüceliğinden vazgeçerek, kul özdeşliğini aldı ve insan şeklinde göründü. İnsan olarak ölüme, hem de çarmıh üzerinde ölüme kadar boyun eğip kendini feda etti.

Bu nedenle, Allah onu pek çok yükseltti. Ona, her adın üstünde olan adı verdi, öyle ki İsa adı anıldığında, göklerde, yeryüzünde ve yer altında her varlık diz çöksün ve her dil, Peder Allah’ın yüceltilmesi için “Mesih İsa Rabdir” diyerek tanıklık etsin. (Fil. 2,6-11)

Ayet

Mesih İsa bizim için ölüme, hem de çarmıh üzerinde ölüme kadar boyun eğip kendini feda etti. Bu nedenle, Allah onu pek çok yükseltti ve ona, her adm üstünde olan adı verdi.

Menü

Aziz Markos Tarafından Yazılan Mesih İsa’nın Istırapları Ve Ölümü

O: Okuyucu; İ: İsa ; H: Havariler; P: Pilatus; Ht Halk; B: Başkahin.

Bugün, Mesih Isa’nın ıstıraplarım ve ölümünü anarak onun bize gösterdiği sonsuz sevgiyi derin derin düşünelim.

O: Pasah ve Mayasız Ekmek bayramına iki gün kalmıştı. Başkahinler ve Yazıcılar İsa’yı hileyle nasıl tutuklayıp öldürebileceklerini araştırıyorlardı. Aralarında şöyle konuşuyorlardı:

B: Bayramda olmasın, halk arasında kargaşalık çıkmasın!

O: İsa Beytanya’da cüzamlı Simon’un evinde bulunuyordu. Sofrada otururken yanma bir kadın geldi. Elinde saf ve çok değerli sümbül yağı dolu beyaz mermerden bir kap vardı. Kabı kırarak, yağı İsa’nın başına döktü. Bazıları buna kızdılar ve kadını azarlayarak şöyle dediler:

Hk: Bu yağın böyle boş yere harcanmasının ne yararı var? Uç yüz dinardan fazlaya satılabilir ve parası yoksullara verilebilirdi.

O: İsa onlara şöyle dedi:

İ: Kadını rahat bırakın! Neden üzüyorsunuz onu ? Benim için güzel bir şey yaptı. Yoksullar her zaman aranızdadır, istediğiniz anda onlara yardım edebilirsiniz. Ama ben her zaman aranızda olmayacağım. Kadın elinden geleni yaptı, beni gömülmeye hazırlamak üzere daha şimdiden bedenime yağ sürdü. Size doğrusunu söylüyorum ki, tüm dünyada her nerede İncil duyulursa, bu kadının yaptığı da anılması için anlatılacaktır.

O: Bu arada, Onikilerden biri olan Yahuda İskariyot, İsa’yı ele vermek amacıyla başka-hinlerin yanma gitti. Onlar bunu işitince sevindiler ve ona para vermeyi vaadettiler. Yahuda İsa’yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. Pasah kurbanının kesildiği Mayasız Ekmek bayramının ilk günü, şakirtleri İsa’ya sordular:

H: Pasah yemeğini yemen için nereye gidip hazırlık yapmamızı istiyorsun?

O: İsa şakirtlerinden ikisini göndererek şöyle dedi:

İ: Kente gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu izleyin. Gireceği e-vin sahibine deyin: “Hoca soruyor: şakirtlerimle birlikte Pasah yemeğini yiyeceğim oda nerededir?”

O size üst katta, döşenmiş, hazır, büyük bir oda gösterecektir. Orada bizim için hazırlık yapın.

O: Şakirtler yola çıkıp kente gittiler. Her şeyi, İsa’nın kendilerine söylemiş olduğu gibi, buldular. Pasah yemeğini hazırladılar. Akşam olunca, İsa Onikilerle birlikte geldi. Sofraya oturmuş, yemek yerlerken İsa şöyle dedi:

İ: Size doğrusunu söylüyorum ki, sizlerden biri, benimle yemek yiyen biri beni ele verecek.

O: Onlar üzülerek birer birer kendisine sormaya başladılar: Acaba ben miyim ?

O: İsa onlara şöyle dedi:

İ: Bu, Onikilerden biridir; benimle ekmeğini sahana batıran odur. Evet, İnsanoğlu kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu’nu ele veren adamın vay haline! O adam hiç doğmasaydı, kendisi için daha iyi olurdu.

O: İsa yemek sırasında ekmeği aldı, şükran duasını okudu, ekmeği böldü ve şakirtlerine vererek şöyle dedi:

İ: Alın, bu benim bedenimdir.

O: Bundan sonra, bir kupa aldı, şükretti ve onu şakirtlerine verdi. Hepsi ondan içtiler. İsa onlara şöyle dedi:

İ: Bu benim kanımdır, birçokları için dökülen Ahit kanıdır. Size doğrusunu söylüyorum ki, bundan böyle Allah’ın Ülkesinde tazesini içeceğim güne kadar, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.

O: Şükran ilahisini söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytinlik Dağına doğru gittiler. İsa onlara şöyle dedi:

İ: Hepiniz yolunuzu şaşıracak, sendeleyip düşeceksiniz, çünkü şöyle yazılmıştır: Çobanı vuracağım ve koyunlar dağılıp darmadağın olacak. Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile’ye gideceğim.

O: O zaman, Petrus İsa’ya şöyle dedi:

H: Herkes şaşıp düşse bile, ben düşmeyeceğim.

O: İsa ona şu cevabı verdi:

İ: Sana doğrusunu söylüyorum ki, sen, bugün, daha bu gece horoz iki kere ötmeden önce, beni üç kez inkar edeceksin.

O: Petrus daha da sözünü sürdürdü:

H: Seninle birlikte ölmem bile gerekse, asla seni inkar etmem.

O: Hepsi de avııı şeyi söylüyorlardı. Daha sonra Getsemani denilen bir yere gittiler. İsa şakirtlerine şöyle dedi:

İ: Ben dua ederken siz burada oturun.

O: İsa Petrus’u, Yakub’u ve Yuhanna’yı yanına aldı. O anda korku ve sıkıntı duymaya başladı. Onlara şöyle dedi:

İ: Ölecek kadar canım sıkılıyor; burada kalın ve uyanık durun.

O: İsa biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp mümkünse, bu saatin kendisinden uzaklaştırılması için dua ediyordu. Şöyle diyordu:

İ: Abba, Peder, senin için her şey mümkündür. Bu kupayı benden uzaklaştır! Ama benim istediğim değil, senin istediğin olsun!

O: Daha sonra şakirtlerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus’a şöyle dedi:

İ: Simon uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın nu? Şeytana uymamak için uyanık durun ve dua edin. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.

O: İsa yeniden uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti. Sonra yeniden geri döndü ve onları uyumuş buldu, çünkü onların göz kapaklarına bir ağırlık çökmüştü. Ona ne diyeceklerini bilmiyorlardı. İsa üçüncü kez yanlarına döndü ve onlara şöyle dedi:

İ: Hala uyuyorsunuz ve dinleniyorsunuz! Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkarların eline veriliyor. Kalkın, gidelim! İşte beni ele veren yaklaştı.

O: Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında baş-kahinler, yazıcılar ve yaşlılar tarafından gönderilmiş kılıçlı ve sopalı bir kalabalık vardı. Onu ele veren Yahuda onlarla bir işaret kararlaştırmıştı.

H: Kimi öpersem, aradığınız O’dur. Onu tutuklayın ve güvenlik altına alıp götürün.

O: Yahuda gelir gelmez, İsa’ya yaklaştı.

H: Rabbi!

O: diyerek onu öptü. Onlar da İsa’yı yakalayıp tutukladılar. İsa’nın yanında bulunanlardan biri kılıcını .çekti, Başkahinin uşağına vurup kulağını uçurdu. İsa onlara dönüp şöyle dedi:

İ: Bir haydutmuşum gibi, beni kılıç ve sopalarla mı yakalamaya geldiniz. Her gün Mabette öğretirken aranızda idim, beni tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.

O: Bunun üzerine, şakirtlerinin hepsi onu bırakıp kaçtılar. Sadece keten bir bez kuşanmış olan bir genç İsa’nın ardından gidiyordu. Onu da yakaladılar. Ama o, keten bezi bırakıp çıplak olarak kaçtı. İsa’yı Başkahine götürdüler.

Bütün Baş kâhinler, yaşlılar ve yazıcılar toplandılar. Petrus, Baş kâhinin avlusunun içine kadar İsa’yı uzaktan izlemişti. Avluda nöbetçilerle birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı. Baş kâhinler ve bütün Yüksek Meclis, İsa’yı ölüm cezasına çaptırmak için kendisine karşı tanıklar arıyorlardı, ama bulamıyorlardı. Birçok kişi ona karşı yalan yere tanıklık ettiyse de, tanıklıkları birbirini tutmuyordu. Bazıları kalkıp ona karşı şöyle yalancı tanıklıkta bulundular:

Hk: Biz onun: “Elle yapılmış bu Mabedi yıkacağım ve üç gün içinde, insan eliyle yapılmamış başka bir mabet kuracağım” dediğini duyduk.

O: Ama bu konuda bile tanıklıkları birbirini tutmuyordu. O zaman, Baş kâhin topluluğun ortasında ayağa kalkıp İsa’ya sordu:

B: Bu adamların seni suçlamasına karşı hiçbir cevap vermiyor musun?

O: Ama O, sustu ve hiçbir cevap vermedi. Baş kâhin ona yeniden sordu:

B: Sen, yüce Allah’ın Oğlu Mesih misin?

O: İsa şöyle dedi:

İ: Ben’im ve Sizler, İnsanoğlu’nun kudretli Ola-n’m sağında oturduğunu ve göğün bulutlan arasında geldiğini görecesininiz.

O: Bunun üzerine, baş kâhin giysilerini yırtarak şöyle dedi:

B: Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? Küfrü işittiniz. Buna göre ne diyorsunuz?

O: Hepsi onun ölüm cezasını hak ettiğine oy birliğiyle karar verdiler. Bazıları onun üzerine tükürmeye, gözlerini bağlayarak onu yumruklamaya başladılar ve ona şöyle dediler:

Hk: Haydi, peygamberliğini göster, bakalım!

O: Nöbetçiler de onu aralarına alıp tokatladılar. Petrus aşağıda avludayken, baş kâhinin hizmetçi kızlarından biri geldi. Isınmakta olan Petrus’u görünce, ona dikkatle baktı ve ona söyle dedi:

Hk: Sen de şu Nasıralı İsa ile birlikteydin.

O: Petrus inkar etti ve şöyle dedi:

H: Ne demek istediğini bilmiyorum, anlamıyorum.

O: Petrus dışarıya, dış kapının önüne doğru çıktı. Bu sırada horoz öttü. Hizmetçi kız onu görünce, orada bulunanlarla konuşmaya başladı ve yine şöyle dedi:

Hk: Bu adam onlardan biri.

O: Petrus yine inkar etti. Az sonra, orada bulunanlar da Petrus’a şöyle dediler:

Hk: Gerçekten sen de onlardan birisin. Zaten Celile’lisin!

O: O zaman Petrus yemin ve lanet etmeye başladı.

H: Sözünü ettiğiniz o adamı tanımıyorum.

O: Dedi. Hemen o anda horoz ikinci kez öttü. Petrus İsa’nın kendisine, ‘Horoz iki kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin’ dediğini hatırladı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Sabah olunca baş kâhinler, yaşlılar, yazıcılar ve tüm Yüksek Meclis toplanıp danıştılar ve İsa’yı bağladıktan sonra, onu götürüp Pilatus’a teslim ettiler. Pilatus ona sordu:

P: Sen Yahudilerin kralı mısın?

O: İsa ona şu cevabı verdi:

İ: Söylediğin gibidir.

O: Baş kâhinler ona karşı birçok suçlamada bulundular. Pilatus ona yeniden sordu:

P: Hiçbir cevap vermiyor musun? Bak, seni ne kadar çok şeyle suçluyorlar.

O: Ama İsa hiçbir cevap vermedi, öyle ki Pilatus buna şaştı. Her bayramda, Pilatus halkın istediği bir tutukluyu salıverirdi. Hapishanede, bir ayaklanma sırasında adam öldürmüş olan isyancılarla birlikte tutuklu bulunan Barabas adında biri vardı. Halk, Pilatus’a gelip her zaman olduğu gibi, kendilerine birini salıvermesini istedi. Pilatus onlara sordu:

P: Size Yahudilerin Kralını salıvermemi ister misiniz?

O: Baş kâhinlerin İsa’yı kıskançlıktan ötürü ele vermiş olduklarını çok iyi biliyordu. Ne var ki Baş kâhinler, İsa’nın değil, Barabas’ın salıverilmesini istesinler diye halkı kışkırttılar. Pilatus onlara tekrar seslenerek sordu:

P: Öyleyse Yahudilerin Kralı dediğiniz adamı ne yapacağım?

Hk: Onu çarmıha ger!

O: diye bağırdılar yine. Pilatus onlara şöyle dedi:

P: Ama O, ne kötülük yaptı?

O: Onlar ise daha çok bağırdılar:

Hk: Onu çarmıha ger!

O: O zaman Pilatus, halkı memnun etmek için Barabas’ı salıverdi ve İsa’yı kamçılattıktan sonra, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti. Askerler onu, Pretorium denilen vali konağına götürüp tüm taburu topladılar. Ona erguvan rengi bir giysi giydirdiler, dikenlerden ördükleri bir taç başına koydular ve onun önüne eğilip selamlamaya başladılar:

Hk: Selam! Ey Yahudilerin Kralı!

O: Başına bir kamışla vuruyor, üzerine tükürüyor ve diz çöküp önünde secde ediyorlardı. Onunla böyle alay ettikten sonra erguvani giysiyi giydirdiler ve onu çarmıha germek üzere dışarı götürdüler. Simon adında, İskender ve Rufus’un babası olan Kireneli biri tarlalardan dönerken oradan geçiyordu. Onu İsa’nın haçını taşımaya zorladılar. İsa’yı Golgota, yani kafatası denilen yere götürdüler. Ona mür ile karışık şarap vermek istediler, ama içmedi. Sonra onu çarmıha gerdiler ve kime ne düşecek diye kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar. Onu çarmıha gerdiklerinde, öğleden sonra saat üç idi. Üzerindeki suç yaftasında, YAHUDİLERİN

KRALI diye yazılıydı. Onunla, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydudu da çarmıha gerdiler. Böylece Kutsal Yazıların: “Suçlular arasına kondu” sözü yerine gelmiş oldu. Oradan geçenler başlarını sallayarak ve ona küfrederek şöyle diyorlardı:

Hk: Hani Mabedi yıkıp onu üç günde yeniden yapacaktın? Haçtan in de kurtar kendini!

O:           Aynı şekilde baş kâhinler ve yazıcılar da

onunla alay ederek aralarında şöyle diyorlardı: Hk: Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor! İsrail’in Kralı Mesih şimdi haçtan insin de görelim ve iman edelim!

O: Onunla birlikte çarmıha gerilmiş olanlar da ona hakaret ediyorlardı.

Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat onikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü. Saat üçte İsa yüksek sesle şöyle bağırdı:

İ: Elohi, Elohi, lama sabaktani!

O: Bu sözler şu anlama geliyor.

İ: Allah’ım, Allah’ım! Beni niçin terk ettin?

O: Orada bulunanlardan bazıları bunu işiterek şöyle dediler:

Hk: Bakın, İlyas’ı çağırıyor!

O: Aralarından biri koşup bir süngeri sirkeye batırdı, bir kamışın ucuna taktı, içsin diye ona verdi ve şöyle dedi:

Hk: Durun, bakalım! İlyas gelip onu indirecek mi?

O: Ama İsa büyük bir çığlık atarak ruhunu teslim etti.

Diz çöküp sessizce dua edilir.

O: O anda, Mabedin perdesi yukarıdan aşağıya kadar yırtılarak ikiye bölündü. İsa’nın karşısında duran yüzbaşı, onun böyle ruhunu teslim ettiğini görünce, şöyle dedi:

Hk: Gerçekten, bu adam Allah’ın Oğlu idi.

0: Orada olup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. Aralarında Mecdelli Meryem, genç Yakup ve Yose’nin annesi Meryem ile Salome bulunuyordu. Bunlar, İsa daha Celile’de iken, onun ardından gitmiş ve hizmet etmişlerdi. Onunla Yeruşalem’e gitmiş olan daha birçok kadın da olup bitenleri izliyordu. Artık akşam olmuştu. O gün Hazırlık günü, yani şabat gününden önceki gündü. Yüksek Meclisi’n saygın bir üyesi, Arimatyalı Yusuf geldi. O da Allah’ın hükümdarlığını bekliyordu. Büyük bir cesaretle Pilatus’un yanına gitti ve İsa’nın cesedini istedi. Pilatus, İsa’nın bu kadar çabuk ölmüş olmasına şaştı. Yüzbaşıyı çağırıp ona “Öleli çok oldu mu?” diye sordu. Yüzbaşıdan durumu öğrenince Yusuf’a, cesedi alması için izin verdi. Yusuf da bir keten bez satın aldıktan sonra, cesedi haçtan indirdi, beze sardı ve kaya içine oyulmuş bir mezara koydu ve mezarın girişine bir taş yuvarladı. Mecdelli Meryem ve Yose’nin annesi Meryem İsa’nın nereye konulduğunu gördüler (Markos 14,1-72.15,1-47).

Menü

Adaklar Üzerine Dua

Rabbim, Oğlunun bizim için çektiği ıstıraplar sayesinde günahlarımızı bağışla. Biliyoruz ki, affına layık değiliz, fakat senin sonsuz merhametine ve Oğlunun ölümü ile sağladığı nimetlere güveniyoruz. Bunu, Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz.

C. Amin

Menü

Komünyon

Mesih İsa şöyle dedi: “Ey Peder, eğer bu kupanın, onu ben içmeden, geçmesi mümkün değilse, senin isteğin olsun!” (Mt. 26,42)

Menü

Komünyon’dan Sonra Dua

Kutsal ekmekle kuvvetlendikten sonra, Rabbim, sana yalvarıyoruz: sen bize, Oğlunun ölümü sayesinde inandığımız ilahi nimetlere kavuşmak ümidini verdin. Onun şanlı dirilişiyle de, özlediğimiz sonsuz hayata erişebilmemiz için yardımını bizden esirgeme. Bunu, Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz.

C. Amin

Menü

Bazı içerikler güvenlik için şifrelidir. Şifreyi WhatsApp grubumuza yazıp öğrenebilirsiniz:

Some content is encrypted for security reasons. You can learn the password by inquring in our WhatsApp group:

Certains contenus sont cryptés pour des raisons de sécurité. Vous pouvez apprendre le mot de passe en demandant dans notre groupe WhatsApp:

Yorumlar