Ekinci Simgesi

Ne tür bir bahçıvan olurdunuz?

Ekinci Simgesi

«Bazıları dikenlerin arasına düştü, dikenler gelişip onları boğdu..»

[Mt 13,7]

Eski Ahit’ten alınan sözler, Tanrı, kendi sözünün kararlı bir şekilde hedefine ulaşacağını açıklıyor. İncil’de ise İsa’yı halka simgesel öyküler anlatırken rastlıyoruz. Ekinci simgesi ile Tanrı’nın kraliyetini verimli toprakta ekilmiş tohuma benzetiyor.

Düşünceye Yönelten Sorular

  • Ekincinin tohumları nerelere düştü?
  • Simge olarak, hangisi sizin dikkatinizi çekiyor: ekinci, tohum, kayalık, diken, ya da toprak?
  • Sizce, ekincinin tohumları aynı mıydı. Ekinci tohumları neden yalnızca verimli toprağa ekmedi?
  • Tanrı Sözüne karşı  şimdiki veya her zamanki tutumunuzu tohumun düştüğü arazilerde hangisi en iyi şekilde betimler? Örnek düşünebilir misiniz?

Peygamber Yeşaya Kitabından Sözler
[Yeş 55,10-11]

¹⁰  Gökten inen yağmur ve kar,
Toprağı sulamadan, yeri yeşertmeden,
Ekinciye tohum, yiyene ekmek vermeden
Nasıl göğe dönmezse,
¹¹Ağzımdan çıkan söz de öyle olacaktır.
Bana boş dönmeyecek,
İstemimi yerine getirecek,
Yapması için onu gönderdiğim işi başaracaktır.

Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan Sözler [Rom 8,18-23]

¹⁸Öyle sanıyorum ki, içinde bulunduğumuz şu dönemin sıkıntıları bize açıklanacak olan yücelikle karşılaştırılamaz bile. ¹⁹Çünkü yaradılış Tanrı oğullarının açıklanışını büyük özlemle bekliyor. ²⁰Çünkü yaradılış kendi istemiyle değil, Tanrı’nın istemiyle yozlaşmaya bırakıldı. Ama yine de umut vardır. ²¹Çünkü yaradılış çürüme boyunduruğundan kurtulup Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulacaktır.

²²Tüm yaradılışın şu ana dek birlikte inlediğini ve doğum sancısı çekercesine birlikte kıvrandığını biliyoruz. ²³Hem yalnız yaradılış değil! Ruh’un ilk ürününe sahip olan bizler de oğulluğa alınmayı ve bedenimizin kurtuluş bulmasını bekleyerek içimizden inliyoruz.

Aziz Matta İncil’inden Sözler
[13,1-23]

¹Aynı gün İsa evden çıkıp deniz kıyısında oturdu. ²Büyük bir kalabalık çevresini sardı. Bu durumda bir tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık ise kıyıda duruyordu. ³İsa simgesel öykülerle onlara birçok konuyu anlatarak şunları söyledi: “Bir ekinci tohum ekmeye çıktı. ⁴O ekerken tohumların kimi yolun kenarına düştü, kuşlar inip onları yedi. ⁵Bazı tohumlar ise kayalıklara düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. ⁶Güneş doğunca kavruldu, kök salamadığından kuruyup gitti. ⁷Bazıları dikenlerin arasına düştü, dikenler gelişip onları boğdu. ⁸Bazıları ise verimli toprağa düştü ve ürün getirdi. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı otuz kat oldu.

⁹“Kulağı olan işitsin.”

¹⁰Öğrenciler İsa’ya yaklaşıp, “Neden onlarla simgesel öykülerle konuşuyorsun?” diye sordular. ¹¹İsa şöyle yanıtladı: “Göklerin Hükümranlığı’na ilişkin gizleri bilebilmek sizlere verilmiştir, ama onlara verilmemiştir. ¹²Çünkü az malı olan herkese daha da çok verilecek, hem de artırılacak; ama bir şeyi olmayandan elindeki bile alınacaktır. ¹³Bunun için onlarla simgesel öyküler kullanarak konuşuyorum. Çünkü bakıyorlar ama görmüyorlar, işitiyorlar ama duymuyor ve anlamıyorlar. ¹⁴Böylece, Yeşaya’nın şu peygamberliği onlarda gerçekleşiyor:

“ ‘Duyacak, duyacak, ama hiç anlamayacaksınız.
Bakacak, bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!

¹⁵Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı,
Kulakları ağırlaştı.
Gözlerini kapadılar.
Öyle ki, gözleri görmesin,
Kulakları duymasın,
Yürekleri anlamasın ve bana dönmesinler.
Ben de kendilerini iyileştirmeyeyim.’

¹⁶“Ama ne mutlu sizin gözlerinize, çünkü görüyorlar. Ve kulaklarınıza, çünkü işitiyorlar. ¹⁷Doğrusu size derim ki, nice peygamberler ve doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmeyi arzuladılar ama görmediler. İşittiklerinizi işitmeyi arzuladılar ama işitmediler.”

¹⁸“Şimdi ekinciye ilişkin simgesel öyküyü dinleyin: ¹⁹Hükümranlık sözünü işitip de anlamayana kötü olan gelir, onun yüreğinde ekili olanı kapar. Yol kenarına ekilen tohum işte budur. ²⁰Kayalıklara ekilene gelince, sözü işitir işitmez hemen sevinçle ona sarılır. ²¹Ama kökü olmadığından kısa bir süre dayanır. Kutsal söz konusunda acı ya da saldırıyla karşılaşınca, hemen tökezleyip düşer. ²²“Dikenler arasına ekilene gelince, bu da sözü işiten kişidir. Ne var ki, dünya kaygısı ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve söz ürün vermez. ²³Verimli toprağa ekilene gelince, bu da sözü hem duyan, hem de anlayandır. Ürün veren de odur. Bazen yüz kat, bazen altmış kat, bazen de otuz kat.”

Yanıtımız: Mezmur 65.

⁹Toprağa bakar, çok verimli kılarsın,
Onu zenginliğe boğarsın.
Ey Tanrı, ırmakların suyla doludur,
İnsanlara tahıl sağlarsın,
Çünkü sen toprağı şöyle hazırlarsın:

¹⁰Sabanın açtığı yarıkları bolca sular,
Sırtlarını düzlersin.
Yağmurla toprağı yumuşatır,
Ürünlerine bereket katarsın.

¹¹İyiliklerinle yılı taçlandırırsın,
Arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,
¹²Otlaklar yeşillenir,
Tepeler sevince bürünür,

¹³Çayırlar sürülerle bezenir,
Vadiler ekinle örtünür,
Sevinçten haykırır, ezgi söylerler.

A-15, 6015-0-a.

Gelecek Buluşma:

Okuma metinleri https://www.bible.com/tr adresinden alıntılanmıştır. Çeviri Kaynağı: Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar. Kitabı Mukaddes Şirketi, 2003.
Başlıklar, giriş yazıları ve sorular: İstanbul Moda Asompsiyon Kilisesi’ne aittir. Kişisel, ticari olmayan kullanım için hazırlanmıştır, daha fazla dağıtım veya çoğaltma amaçlanmamıştır.