Kurak Yerdeki Kök
«Eğer haksız bir şey dedimse, haksızlığımı belirt . . . Ama doğruysa neden bana vuruyorsun?”»
[Yh 18,22]
Yüce Allah’ın, insanları nasıl kendine benzer şekilde yarattığını, İsrail oğullarını nasıl kurtardığını ve nihayet kendi oğlunu, kurtarıcı olarak nasıl gönderdiğini düşünelim ve anlamaya çalışalım.
Düşünceye Yönelten Sorular
- Bugünün okumasından beklentileriniz neler?
- Daha önce fark etmediğiniz hangi detayları görüyorsunuz?
- Yaklaşan Paskalya sizin için nasıl bir motivasyon?
KUTSAL CUMA.
- Peygamber Yeşaya Kitabından Sözler [Yeş 52,13-53,12]
- İbraniler’e Mektuptan Sözler [İbr 4,14-16; 5,7-9]
- Aziz Yuhanna İncil’inden Sözler [Yh 18,1-19,42]
- Yanıtımız: Mezmur 31.
Peygamber Yeşaya Kitabından Sözler [Yeş 52,13-53,12]
¹³Bakın, kulum başarılı olacak;
Üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek.
¹⁴Birçokları onun karşısında dehşete düşüyor;
Biçimi, görünüşü öyle bozuldu ki,
İnsana benzer yanı kalmadı;
¹⁵ Pek çok ulus ona şaşacak,
Onun önünde kralların ağızları kapanacak.
Çünkü kendilerine anlatılmamış olanı görecek,
Duymadıklarını anlayacaklar.
¹ Verdiğimiz habere kim inandı?
RAB’bin gücü kime açıklandı?
²O RAB’bin önünde bir fidan gibi,
Kurak yerdeki kök gibi büyüdü.
Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu.
Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu.
³İnsanlarca hor görüldü,
Yapayalnız bırakıldı.
Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı.
İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü,
Ona değer vermedik.
⁴ Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
Acılarımızı o yüklendi.
Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını,
Vurulup ezildiğini sandık.
⁵ Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,
Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.
Esenliğimiz için gerekli olan ceza
Ona verildi.
Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.
⁶ Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık,
Her birimiz kendi yoluna döndü.
Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.
⁷ O baskı görüp eziyet çektiyse de
Ağzını açmadı.
Kesime götürülen kuzu gibi,
Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi
Açmadı ağzını.
⁸Acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü.
Halkımın isyanı ve hak ettiği ceza yüzünden
Yaşayanlar diyarından atıldı.
Onun kuşağından bunu düşünen oldu mu?
⁹ Şiddete başvurmadığı,
Ağzından hileli söz çıkmadığı halde,
Ona kötülerin yanında bir mezar verildi,
Ama öldüğünde zenginin yanındaydı.
¹⁰Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü,
Acı çekmesini istedi.
Canını suç sunusu olarak sunarsa
Soyundan gelenleri görecek ve günleri uzayacak.
RAB’bin istemi onun aracılığıyla gerçekleşecek.
¹¹Canını feda ettiği için
Gördükleriyle hoşnut olacak.
Doğru kulum, kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak.
Çünkü onların suçlarını o üstlendi.
¹² Bundan dolayı ona ünlüler arasında bir pay vereceğim,
Ganimeti güçlülerle paylaşacak.
Çünkü canını feda etti, başkaldıranlarla bir sayıldı.
Pek çoklarının günahını o üzerine aldı,
Başkaldıranlar için de yalvardı.
İbraniler’e Mektuptan Sözler [İbr 4,14-16; 5,7-9]
¹⁴Göklerden geçen yüce bir başkâhine, Tanrı Oğlu İsa’ya sahip olduğumuzu göz önünde tutarak, tanıklığımıza sımsıkı sarılalım. ¹⁵Çünkü başkâhinimiz zayıflıklarımıza yakınlık duymayan bir başkâhin değildir. Tersine, her bakımdan bizim gibi günahla denenmiş, ama günahsız kalmıştır. ¹⁶Onun için, kayra tahtına tam bir güvenle yaklaşalım. Öyle ki, yardıma gereksinim duyulan dönemde merhamet edilenler olalım ve kayra bulalım.
⁷İnsan bedenindeyken, İsa kendisini ölümden kurtarmaya gücü olan Tanrı’ya yüksek sesle bağırarak, gözyaşlarıyla dualar, dilekler sundu. Tanrısayarlığı nedeniyle işitildi. ⁸Oğul olmasına karşın, çektiği acılarla buyruğa uymayı öğrendi. ⁹Yetkinliğe erdiğinde, buyruğuna uyan herkese sonsuz kurtuluş kaynağı oldu.
Aziz Yuhanna İncil’inden Sözler [Yh 18,1-19,42]
¹İsa duasın[ı]. . . söyledikten sonra, öğrencileriyle birlikte Kidron Vadisi’nin karşı tarafına geçti. Orada bir bahçe vardı. İsa ile öğrencileri oraya girdiler. ²O’nu ele veren Yahuda da bu bahçeyi biliyordu. Çünkü İsa öğrencileriyle çoğu kez orada buluşurdu. ³Yahuda yanına bir asker birliği ve başkâhinlerle Ferisiler’in gönderdiği görevlileri aldı. Fenerlerle, meşalelerle, silahlarla oraya geldiler. ⁴İsa başına gelecekleri bilerek ilerledi ve onlara, “Kimi arıyorsunuz?” diye sordu. ⁵“Nasıralı İsa’yı!” dediler. İsa, “Benim” diye yanıtladı.
İsa’yı ele veren Yahuda da onlarla birlikte duruyordu. ⁶İsa onlara, “Benim” der demez, geri geri gidip yere düştüler. ⁷Bunun üzerine İsa yeniden, “Kimi arıyorsunuz?” diye sordu. “Nasıralı İsa’yı” dediler.
⁸İsa şöyle yanıtladı: “Size benim, dedim. Madem beni arıyorsunuz, bırakın bunları gitsinler!” ⁹Söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu bu: “Bana verdiklerinden hiçbirini yitirmedim.”
¹⁰Simun Petrus yanında taşıdığı kılıcı çekerek başkâhinin kölesine indirdi ve onun sağ kulağını kesti. Kölenin adı Malhos’tu. ¹¹İsa Petrus’a, “Kılıcını kınına koy” dedi, “Baba’nın bana vermiş olduğu kâseden içmeyecek miyim?”
DİN ADAMLARININ ÖNÜNDE
¹²Bundan sonra, bölükle komutanı ve Yahudi yetkililerin görevlileri İsa’yı tutup bağladılar. ¹³Önce Hanna’ya götürdüler. Çünkü Hanna o yıl başkâhinlik eden Kayafas’ın kayınbabasıydı. ¹⁴Halk yararına bir tek kişinin ölmesi daha iyidir diye Yahudi yetkililere öğüt veren Kayafas idi.
PETRUS’UN YADSIMASI
¹⁵Simun Petrus’la başka bir öğrenci İsa’nın ardından gidiyorlardı. Bu öğrenci başkâhinin tanıdığı olduğundan, İsa’yla birlikte başkâhinin avlusuna girdi. ¹⁶Petrus dışarıda kapının yanında duruyordu. Başkâhinin tanıdığı olan öbür öğrenci çıkıp kapıyı gözleyen hizmetçi kızla konuştu ve Petrus’u içeri getirdi. ¹⁷Kapıcı kız Petrus’a sordu: “Sen de bu adamın öğrencilerinden biri değil misin?” Petrus, “Hayır, değilim” dedi.
¹⁸Bu arada kölelerle görevliler yaktıkları kömür ateşinin yanında durmuş ısınıyorlardı. Çünkü hava soğuktu. Petrus da onlarla birlikte durmuş ısınıyordu.
İSA’NIN SORGUYA ÇEKİLMESİ
¹⁹Başkâhin İsa’yı öğrencileri ve öğretişiyle ilgili olarak sorguya çekti. ²⁰İsa şu yanıtı verdi: “Ben dünyayla hep açıkça konuştum. Bütün Yahudiler’in toplandıkları sinagogta ve tapınakta öğrettim. Gizlide hiçbir şey konuşmadım. ²¹Neden beni sorguya çekiyorsun? Kendilerine ne söylediğimi beni işitenlerden sor. Onlar ne konuştuğumu bilirler.”
²²İsa bunları söyleyince orada dikilen görevlilerden biri, “Başkâhini böyle mi yanıtlıyorsun?” diyerek O’na bir tokat attı. ²³İsa ona, “Eğer haksız bir şey dedimse, haksızlığımı belirt” dedi, “Ama doğruysa neden bana vuruyorsun?” ²⁴Bunun üzerine Hanna O’nu bağlanmış durumda Başkâhin Kayafas’a gönderdi.
PETRUS’UN YENİDEN YADSIMASI
²⁵Bu arada Simun Petrus durmuş ısınıyordu. Kendisine, “Sen de O’nun öğrencilerinden değil misin?” diye sordular. O yadsıdı: “Hayır değilim!” ²⁶Başkâhinin kölelerinden biri –Petrus’un kulağını kestiği adamın bir akrabası–, “Seni bahçede O’nunla birlikte görmedim mi?” diye sordu. ²⁷Petrus yine yadsıdı ve o anda horoz öttü.
PİLATUS’UN ÖNÜNDE
²⁸Sabah erkendi. İsa’yı Kayafas’ın evinden vali konağına götürdüler. Dinsel temizlik kuralları bozulmasın, Fısıh’ı yiyebilsinler diye Yahudi yetkililer vali konağına girmediler. ²⁹Bu nedenle Pilatus dışarı, onların yanına çıkıp, “Bu adamı neyle suçluyorsunuz?” diye sordu.
³⁰“Kötülük etmemiş olsaydı, O’nu sana teslim etmezdik” diye yanıtladılar. ³¹Pilatus, “Onu alın, kendi yasanız uyarınca yargılayın” dedi. Yahudi yetkililer, “Bizim kimseyi öldürmeye yetkimiz yoktur” diye yanıt verdiler. ³²İsa’nın ne tür ölümle öleceğini belirterek söylemiş olduğu söz yerine gelsin diye oldu bu.
³³Bunun üzerine, Pilatus yeniden vali konağına girdi ve İsa’yı çağırarak sordu: “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?”
³⁴İsa şöyle yanıtladı: “Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa başkaları mı sana benden söz etti?”
³⁵Pilatus, “Nasıl? Ben Yahudi miyim?” dedi, “Seni kendi ulusun ve başkâhinler tutuklayıp bana teslim ettiler. Ne yaptın?”
³⁶İsa, “Benim krallığım bu dünyadan değildir” diye yanıtladı. “Krallığım bu dünyadan olmuş olsaydı, buyruğumdakiler Yahudi yetkililere teslim edilmemi önlemek için savaşırlardı. Ama benim krallığımın burasıyla hiçbir ilgisi yoktur.”
³⁷Pilatus, “Demek kralsın, öyle mi?” dedi. İsa, “Kral olduğumu sen söylüyorsun” diye yanıtladı, “Ben bunun için doğdum, gerçeğe tanıklık edeyim diye dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes sesime kulak verir.”
³⁸Pilatus, “Gerçek nedir?” diye sordu.
İSA ÖLÜM YARGISI GİYİYOR
Pilatus bu sorudan sonra yine dışarıya, Yahudiler’in yanına gidip onlara, “Ben O’nu suçlayacak hiçbir şey bulamıyorum” dedi, ³⁹“Ama Fısıh’ta birisini salıvermem geleneğinizdir. Size Yahudiler’in Kralı’nı salıvermemi ister misiniz?”
⁴⁰Bağırarak yanıtladılar: “Bu adamı değil, Bar-Abbas’ı isteriz!” Bar-Abbas bir eşkıya idi.
¹Bunun üzerine, Pilatus İsa’yı tutup kamçılattı. ²Askerler O’nun başına dikenlerden çattıkları bir taç taktılar. O’na erguvan çiçeği renginde bir giysi giydirdiler. ³Yanına sokulup, “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyerek yüzüne tokat atıyorlardı.
⁴Pilatus yine dışarı çıkıp kalabalığa, “İşte O’nu dışarı, size getiriyorum” dedi, “Öyle ki, kendisinde hiçbir suç bulamadığımı anlayasınız.” ⁵Böylece, İsa dikenlerden çatma tacı ve mor giysisiyle dışarıya çıktı. Pilatus onlara, “İşte o adam!” dedi.
⁶Başkâhinlerle görevliler İsa’yı görünce, “Çarmıha ger, çarmıha ger!” diye bağırdılar. Pilatus onlara, “Siz O’nu alıp çarmıha gerin” dedi, “Çünkü ben kendisinde bir suç bulamıyorum.”
⁷Yahudi yetkililer, “Bizim yasamız vardır ve yasamıza göre O’nun ölmesi gerekir” diye yanıtladılar, “Çünkü kendini Tanrı’nın Oğlu yerine koydu.”
⁸Bu sözü işitince Pilatus’un korkudan içi titredi. ⁹Yeniden vali konağına gidip İsa’ya, “Nerelisin?” diye sordu. Ama İsa karşılık vermedi. ¹⁰Pilatus, “Bana karşılık vermiyor musun?” dedi, “Seni salıvermeye de, çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?”
¹¹İsa, “Sana yukarıdan verilmeseydi, benim üzerimde hiçbir yetkin olmazdı” dedi, “Onun için beni senin ellerine verenin günahı daha ağırdır.”
¹²Pilatus bu sözler karşısında O’nu salıvermek istedi. Ama Yahudiler var güçleriyle bağırdılar: “Eğer bu adamı bırakırsan, Sezar’ın dostu değilsin. Kendini kral ilan eden herkes Sezar’a başkaldırmış sayılır.”
¹³Pilatus bu sözleri duyunca İsa’yı dışarı getirdi. Kendisi de Taş Kaldırım –İbranice’de Gabbata– denilen yerde yargı kürsüsüne oturdu. ¹⁴Fısıh’ın Hazırlık Günü’ydü, öğleyin saat on iki sularıydı. Pilatus Yahudiler’e, “İşte kralınız!” dedi.
¹⁵“Uzak olsun, uzak olsun! O’nu çarmıha ger!” diye bağırdılar. Pilatus, “Kralınızı mı çarmıha gereyim?” diye sordu. Başkâhinler, “Bizim Sezar’dan başka kralımız yoktur” diye karşılık verdiler.
¹⁶Sonunda çarmıha gerilmek üzere İsa’yı onlara teslim etti.
İSA ÇARMIHA GERİLİYOR
Bunun üzerine İsa’yı alıp götürdüler. ¹⁷İsa çarmıhını yüklenerek, adı Kafatası olan –İbranice’de Golgota denilen– yere çıktı. ¹⁸Orada O’nu ve iki kişiyi daha çarmıha gerdiler. Biri bir yanda, öbürü öbür yanda, İsa ise ortadaydı. ¹⁹Pilatus bir belge yazarak çarmıhın üstüne astı. Yazılan şuydu: NASIRALI İSA, YAHUDİLER’İN KRALI. ²⁰İbranice, Latince ve Yunanca yazılan bu belgeyi Yahudiler’den birçok kişi okudu. Çünkü İsa’nın çarmıha gerildiği yer kente yakındı. ²¹Bunu gören Yahudiler’in başkâhinleri Pilatus’a, “Yahudiler’in Kralı diye yazma” dediler, “Kendisi, ‘Ben Yahudiler’in Kralı’yım’ dedi diye yaz!” ²²Pilatus, “Ne yazdımsa yazdım!” diye karşılık verdi.
²³Askerler İsa’yı çarmıha gerdikten sonra giysilerini alıp askerlerin her birine birer pay vermek amacıyla dörde böldüler. Kaftanını da aldılar. Tek parçadan oluşmuş dikişsiz bir dokumaydı bu. ²⁴Bu nedenle birbirlerine, “Gelin bunu yırtmayalım” dediler, “Kimin payına düşeceğini bulmak için kura çekelim.” Böylelikle şu Kutsal Yazı yerine geliyordu:
“Giysilerimi aralarında paylaştılar,
Elbisem için kura çektiler.”
İşte askerler böyle yaptılar.
²⁵İsa’nın çarmıhı yanında annesi, teyzesi, Klopas’ın karısı Meryem ve Magdalalı Meryem duruyorlardı. ²⁶İsa annesiyle sevdiği öğrencisinin orada durduğunu görünce annesine, “Anne, işte oğlun!” dedi. ²⁷Ardından öğrenciye, “İşte annen!” dedi. O andan sonra bu öğrenci İsa’nın annesini kendi evine aldı.
İSA’NIN ÖLÜMÜ
²⁸ İsa artık her şeyin tamamlandığını biliyordu. Kutsal Yazı’nın yerine gelmesi için “Susadım” dedi.
²⁹ Orada sirke dolu bir kap duruyordu. Sirkeye daldırılmış bir sünger parçasını bir mercanköşk dalına takıp O’nun ağzına uzattılar. ³⁰İsa sirkeyi içince, “Tamamlandı” dedi ve başını eğip ruhunu verdi.
³¹Hazırlık Günü olduğundan ve Şabat Günü cesetlerin çarmıhta kalmaması gerektiğinden –çünkü o Şabat çok kutsal bir gündü– Yahudi yetkililer Pilatus’tan asılanların bacaklarının kırılması ve cesetlerin kaldırılması için dilekte bulundular. ³²Bunun üzerine askerler gelip ilkin birinin, sonra onunla birlikte çarmıha gerilen öbürünün bacaklarını kırdılar. ³³İsa’ya gelince, O’nun ölmüş olduğunu görerek bacaklarını kırmadılar. ³⁴Yine de askerlerden biri böğrünü kargıyla deldi. Hemen kan ve su aktı. ³⁵Bunu görmüş olan tanıklık etti; öyle ki, sizler de iman edesiniz. Onun tanıklığı gerçektir. O doğru söylediğini biliyor. ³⁶Çünkü bunlar Kutsal Yazı yerine gelsin diye oldu:
“O’nun hiçbir kemiği kırılmayacaktır.”
³⁷ Kutsal Yazı yine şunu bildiriyor:
“Deştiklerine bakacaklar.”
İSA’NIN GÖMÜLMESİ
³⁸Bu olaylardan sonra, İsa’nın öğrencisiyken Yahudi yetkililerden korkusu nedeniyle kendisini gizleyen Arimatealı Yusuf, İsa’nın cesedini kaldırmak için Pilatus’tan dilekte bulundu. Pilatus onayladı. Bunun üzerine, Yusuf gelip İsa’nın cesedini kaldırdı. ³⁹İsa’nın yanına ilk kez gece vakti gelmiş olan Nikodimos da yaklaşık yüz litre mür ile ödağacı getirdi.
⁴⁰İsa’nın cesedini alıp Yahudiler’in ölü gömme geleneklerine uyarak, kokularla birlikte keten bezlere sardılar. ⁴¹İsa’nın çarmıha gerildiği yerde bir bahçe, bahçede de içine kimsenin gömülmediği yeni bir mezar vardı. ⁴²Yahudiler’in Hazırlık Günü olduğundan, mezar da yakında bulunduğundan, İsa’yı oraya yatırdılar.
Yanıtımız: Mezmur 31.
²Kulak ver bana,
Çabuk yetiş, kurtar beni;
Bir kaya ol bana sığınmam için,
Güçlü bir kale ol kurtulmam için!
⁶Değersiz putlara bel bağlayanlardan tiksinirim,
RAB’be güvenirim ben.
¹¹Düşmanlarım yüzünden rezil oldum,
Özellikle komşularıma.
Tanıdıklarıma dehşet salar oldum;
Beni sokakta görenler benden kaçar oldu.
¹²Gönülden çıkmış bir ölü gibi unutuldum,
Kırılmış bir çömleğe döndüm.
¹³ Birçoğunun fısıldaştığını duyuyorum,
Her yer dehşet içinde,
Bana karşı anlaştılar,
Canımı almak için düzen kurdular.
¹⁵Hayatım senin elinde,
Kurtar beni düşmanlarımın pençesinden,
Ardıma düşenlerden.
¹⁶Yüzün kulunu aydınlatsın,
Sevgi göster, kurtar beni!
²⁴Ey RAB’be umut bağlayanlar,
Güçlü ve yürekli olun!


